Sistemden Yararlanmak ve Konuları Görebilmek İçin Lütfen Sisteme Giriş Yapınız!
Dikkat!! Site etrafınfaki erotik reklamlar bizimle alakalı olmayıp forum sitesinin otomatik koyduğu reklamlardır.Üye girişi yapıldıkdan sonra görülmemektedir.
Saygılar....
İslamirap
Sistemden Yararlanmak ve Konuları Görebilmek İçin Lütfen Sisteme Giriş Yapınız!
Dikkat!! Site etrafınfaki erotik reklamlar bizimle alakalı olmayıp forum sitesinin otomatik koyduğu reklamlardır.Üye girişi yapıldıkdan sonra görülmemektedir.
Saygılar....
İslamirap
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
VE Aleyküm selam sitemize hoş geldiniz.Dinen kadın sesi haramdır şarkı olsun şiir olsun kuran olsun bunları erkeklere söylerse haramdır kadının sesi erkekte şehvet uyandıracağından her ne olursa olsun gaye ve ya amaç bu haramlığı kaldırmaz kadın erkeğin kaburgasından yarıtıldığı rivayet edilir,yani kadın erkeğin bir parçasıdır erkek kadını ister kadında erkeği bu ses konusu bu sebep ile haramdır buda fetvası :
Kadının Sesi Haram mı?
İslamiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir Esas itibariyle hiç bir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz Başta Hanefi ve Şafii imamları olmak üzere mezhep sahibi müçtehid imamlarımızın kanaatleri de bu yöndedir Fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz:"Cumhura göre kadının sesi avret değildir"
Yani kadının sesi haram değildir "Kadının sesi avret değildir Çünkü kadın alışveriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur Bunun için sesini yükseltmek zorunda kalır" (Tefsirü Ayati-l Ahkam 2:167)
Kadın sesinin avret olmadığının gerekçesi islamın ilk uygulamalı devri olan Saadet asrıdır
Peygamber Efendimiz (sav) sahabi hanımlarla konuşmuş, onların sorularına cevap vermiş, şikayetlerini dinlemiş, ihtiyaç ve talepşerini karşılamıştır Sahabiler gerek Peygamberimizin hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda sorular sormuş, konuşmuş ve bazı konularda bilgiler almışlardır
Sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikayetlerini dile getirmiş ve dini konularda diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenmişlerdir
Ancak, diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur Kadının sesi mübah, masum ve masum olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı "avret" olur, yabancı erkeklerin dinlemesine "haram" olur
Ahzab Süresinin 32 ayet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsında şöyle veriyor "Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide kapılmasın Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin"
Bu konuda erbabının söyledikleri ile bitirelim: Müfessir Vehbi Efendi tefsirinde:
"Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın Yani cazibeli ve ecanibi şüpheye düşürecek bir halde edalı ve naz ü istiğna ile söylemeyin" şeklinde izah getirmektedir
Elmalı bu ayetin tefsirini şöyle yapmaktadır:
"Ey Peygamberin hanımları! Siz genel olarak kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz Sizde diğer kadınlarda bulunmayan nitelikler var: Peygamberlerin en hayırlısının hanımları ve bütün müminlerin anaları olmak niteliklerine sahipsiniz Eğer sakınırsanız, bu özel niteliklerinizi korursanız yahut durumunuza uygun takva ile korunacaksanız -bu şart bir mânâ ile yukarının, bir mânâ ile aşağının kaydıoluyor- Sözü yumuşak ve tatlı bir eda ile söylemeyin, bir söz söylendiği zaman sakın yılışık bir biçimde cevap vermeyin ve söylerken yayılarak, kırıtarak söylemeyin de kalbinde hastalık bulunan, kalbi çürük, kötülüğe yüz tutmuş kimseler kötü bir şey ümit etmesin Ve uygun ve ciddi söz söyleyin; yani yapmacılıktan uzak, ağırbaşlılık ve ciddiyetle dosdoğru söyleyin veya sert olsa da makul ve meşru güzel söz söyleyin"
İbni Abidin:
"Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir Yalnız kadınların yüksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz Çünkü bunlarda erkekleri kendine meylettirmek ve şehvetlerin tahrik etmek vardır" (Reddü'l Muhtar 1:467)
Kaynak: 1) Bu yazı büyük ölçüde, Aileye Özel Fetvalar, Mehmed Paksu, Nesil Yayınları, isimli eserden özetlenerek alınmıştır Daha geniş açıklamalar ve örnekler söz konusu kitapta bulunmaktadır Eser için : E Mail: nesil@doruknettr 2) Elmalı Tefsiri
"Kadını sesi haram. mıdır? Hanımların mahremi olmayan erkeklere sesleri avret midir? Hanımlar zikrederken seslerinin dışarı çıkmasının bir mahzuru. var mıdır? Kadınların sesleri hangi şartlarda haramdır? Bir hanım şiir ve ilahi okuyabilir mi?" İslamiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslam’da insanın safiyet ve vakarının muhafazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem er-kek için, hem de kadın için eşit seviyede düşünülür. Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır. Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle basta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir ayet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez. Başta Hanefi ve Şafii imamları olmak üzere mezhep sahibi müctehid imamlarımızın kanaatleri de bu merkezdedir. Hatta bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz: Cumhura göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müctehidlere göre kadının sesi haram değildir. Şafii mezhebi alimleri ve diğer müctehidler şöyle derler: "Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış veriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır.1 Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi İslamın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabelerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor: Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabe hanımlarla konuşması, onların sorularına cevap vermesi, şikayetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır. Bir örnek olması bakımından şu hadis-i serifi nakledelim: Amr bin şuayb rivayet ediyor: Bir kadın yanında kızı ile birlikte Rasulüllaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulüllah (a.s.m) kadına sordu: Bu bileziklerin zekatını veriyor musun?” Kadın, “Hayır, vermiyorum” diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (a.s.m) tekrar sordu: “Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine ALLAH’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?” Kadın iki bileziği hemen çıkarıp . Rasulüllaha (a.s.m.) uzattı ve “Bunlar artık ALLAH ve Resulüne aittir” dedi. 2 İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimizin hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve bazı konular da bilgi alırlardı. Üçüncüsü: Yine sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikayetlerini dile getirirler veya dini meseleler de diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi. Bu mesele için de bir örnek verelim: Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek, “Ya Emirelmü’minin! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar” şeklin de şikayette bulundu. Hz. Ömer, “Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?” Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra gelip aynı şikayetini dile getirdi. Hazret-i Ömer kadına yine aynı cevabı verdi. Bu durumu gören Ka’b bin Sur söze karıştı ve “Ya Emirelmü’minin, kadının hakkı var. Ceneb-ı hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır” dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ömer kadının kocasını çağırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gece de bir kadının yanında yatmasını emretti. 3 Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Kadının sesi mübah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, nasıl olursa yasak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur? Kadının sesi yaratılışı gereği dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir ton da çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dini tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır. Ahzap suresinin 32. ayet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsın da şöyle veriyor: “Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat blunan bir kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.” Müfessir Vehbi Efendi bu ayeti tefsir ederken, “Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecanibi şüpheye düşürecek bir halde edalı ve naz ü istiğna ile söylemeyin” şeklinde izah getirmektedir. Elmalılının ifadesiyle “ Yayılarak, kırıtarak, sınık, yılışık” olduğunda “kalbi çürük kötülüğe meyilli kimseler” bir ümide kapılırlar. Bundan dolayıda günaha girilmiş olur. Vehbe Zuhayli bunu normal konuşmalardan ziyade dini muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu görür: “Kadının, Kur’an şeklinde de olsa, coşkulu ve nağmeli olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır. 4 İbni Abidin ise meseleye şu şekil de bir açıklık getirir: “Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekası kıt olanlar zannetmesin ki, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halin de ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadının yükses sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.” 5 Bizimde katıldığımız hükmü Faruk Beşer Hoca veciz bir şekilde şöyle dile getirir: “Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz. 6 Son olarak zamanımızın müfessirlerinden Muhammed Ali es- Sabuni’nin yorumuna yer verelim: “Açıkça görüldüğü gibi eğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir. 7 Sorudaki unsurlara gelince, şiir ve ilahide ses incelip kalınlaştığı, nağmeli olduğu ve cazip bir mahiyete büründüğü için yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları taşımaktadır. Hanımların sesli olarak zikretmeleri de şayet yabancı erkekler duyacaksa, yine aynı kategoriye girmekte ve bir takım yanlış duyguların uyanmasına sebebiyet vereceğinden ezanda olduğu gibi müsaade edilmemektedir. Ancak kendi aralarında sesli olarak Kur’an okumalarında ilahi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.